Arkadaşlar, insafı olan herkes konuyu gayet iyi anlıyor. Ben bu parayı aldım mı, aldım... Borcum borç. Keşke herkes devlete borcunu ödese. Keşke herkes ödemesi gerektiği kadar ödese. Zurna burada zırt diyor. 100 bin lira borcu olan hiç ödemiyor ama bir lira borcu olan bin lira ödemeye zorlanıyor.
Gelir adaleti tablolarına bakınca hemen belli oluyor, Türkiye'de bir şeyler yanlış gidiyor. Düzeltiyorum, her şey yanlış gidiyor. Devlet parayı sınırsızca harcıyor. Herhangi bir iktisatçıya, onu geçtim, herhangi bir aile babasına sorsanız size söyler; bir evin gideri gelirinden çok ise ne olur? O ev batar. Türkiye yıllardır bu halde olduğu halde neden batmıyor?
Çünkü borç alıyor, borçla kapatamadığını para basarak karşılıyor. Borç da bizim ensemizde patlıyor, basılan para da suratımıza tokat olarak iniyor. Bu kadar basit şeyleri bazı insanlar çok zor anlıyorlar. Şatafatlı köprüler ve limanlar yaptık diye zengin olduk zannediyorlar. Köprüyü yaptın, üzerinden geçmek için BMW X5 de aldın ama gerisini hiç düşündün mü?
Bunlar varlık mı, yükümlülük mü? Şu basit sorunun ne anlama geldiğini bilmeyen herifler bizi yönetiyor. Harcadığımız her kuruş maalesef yükümlülük. Bir kuruş harcayınca 100 kuruş daha yükümlülük altına giriyoruz.
Bu kafayla nereye gidiyoruz? İflasa gidiyoruz. İFLASA.