Bu iddianı mahkemede ispatlamak ister misin? Cesaretin var mı? Sizin tek yaptığınız hakaret ve tehdit ile insanları susturmaya çalışmak. Siz ödlek olduğunuz için herkesi kendiniz gibi sanıyorsunuz.
Sizden önce olayın ekonomik boyutu hakkında yorum yapan tek kişi bendim. Ekonomik yorumum hakkında çirkin imalar içeren mesajlar attınız. Cevabınızı alınca iftira atmaya ve hakaret etmeye başladınız. Trol dedikten sonra kayıtsız kalmamı istiyorsunuz. Neden çirkin bir imaya karşı kayıtsız kalayım? Neden cevap verme hakkımı kullanmayayım? Çirkin bir iftiraya karşı cevap vermek en doğal hakkım. Cevap vermezsem sizin iftiranız amacına ulaşır.
Kavala'yı savunan birini ikna etmek mi? Ben böyle birine selam bile vermem.
Siz 128 milyar ve sarayın harcamaları gibi siyasi mesaj içeren örnekler verdiniz. Konuyla alakası olmayan şeyler söyleyerek hedef saptırdınız. Kamu malına verilen zararın üstünü örtmeye çalıştınız. Konuyu dağıtarak, iftira atarak, hakaret ederek trollük yapıyorsunuz. Edepsizlik yaparak, hakaret ederek insanları sindirmeye çalışıyorsunuz. Burada senden başka trol yok.
Kavala'ya özgürlük, Demirtaş'a özgürlük demezsek trol oluyoruz. İşe bak. Lanet olsun.
Bak 5 yaşında çocuğa anlatır gibi anlatıyorum son kez. Anlamazdan gelenlerin zaten saray fonlaması olduğu ortaya çıkıyor. "Hakaret ve tehdit ile insanları susturmaya çalışmak" tam olarak bunların işverenlerinin yaptığı ve her gün televizyonda maruz kaldığımız işlerdir. Bunlar rüzgara göre yön değiştirir ama biz susmadan kimseden korkmadan doğruları savunmaya devam ederiz.
Olay Kavala veya Demirtaş değil olay hukuk. Kavala benim babamın oğlu değil siyasi görüşüm de birçok konuda uyuşmaz. Kaçma ve delil karartma şüphesi yokken, bir insanı neyle suçlandığını bile bilmeden yıllarca tutuklu yargılayamazsın. "Non bis in idem" diye bir kavram var ceza hukukunda, aynı dava nedeninden iki kez yargılama yapılamaz. Sen adama beraat ettiği suçlamadan sonra tekrar yargılayıp müebbet veriyorsun. Bunun savunulacak bir tarafı yok. Türkiye tüm dünyaya rezil edilmiştir ve asıl bu kararı verenler -ve verdirenler- bağımsız yargı önünde hesabını vermelidir.
Bu durumu yaşayan Erdoğan da olsa Bahçeli de olsa senin baban da olsa ben hukuksuzluğu, siyasi alınmış kararları değil adil yargılamayı, bağımsız mahkemeleri savunurum.
Vandalizmi savunan kimse yok burada. Gezinin sonraki günlerinde bir anda ortaya çıkan ve kimsenin adını duymadığı yeni kurulmuş örgütler kimin tarafından meydanlara salındı iyi araştır. Ülkenin yarısı haklarını savunmak için meydanlardaydı. Bu iktidarın maşası örgütler de tam da bunu suistimal etmek için ortaya çıkartıldı. Hepsini canlı yayında televizyondan izledik nasıl tiyatrolar oynandığını gördük bunları kendi gözlerimizle görmemişiz gibi algı yapmaya kalktığında milletin aklıyla dalga geçmiş oluyorsun ve bunu kimse yemiyor. O günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Yıllarca sıkıyönetimle yaşadık kimse ağzını açamadı en ufak bir protesto hakkımız bile elimizden alındı ve bu hala devam ediyor. İnsanlar düşüncesini özgürce ifade edemiyor "silivri soğuktur" kavramı ortaya çıktı çünkü konuşan yanıyor.
Tüm bu olanlara rağmen halkın çoğunluğunun hak hukuk umrunda olmadığı için aynı iktidar 20 yıldır başımızda ama bunları bitiren ekonomi ve kontrolsüz göçmen sorunu olacak. Yeni gelenlerin temizlemesi gereken o kadar çok pislik var ki. Yapılacağına olan inancımız düşük çünkü bu ülkede hak hukuk adalet içi en çok boşaltılmış kavramlar ve kimse kendine dokunmadığı sürece hiçbir şeye tepki vermez oldu.