Bilime dayalı ekonomi politikaları uygulama gerekliliğini ayrı bir yere koyuyorum. O zaten bir zorunluluk!
Ama pek çok şeyin başı adalete çıkıyor aslında. Adaletin düzgün işlemediği yerlere yatırım gelmez, gelse de istenen düzeyde olmaz! Yatırımın gelmediği yerde üretim ve turizm de canlanamaz. Üretimin olmadığı yerde tüketime dayalı bir hayat oluşur. Tüketimin sonucunda da ithalat fazla artar, ihracat düşer; birbirini amorti bile edemez hale gelir. İthalat arttığında döviz bulmak zorlaşır, kurlar yükselir. Piyasayı rahatlatmak için para basmaya kalkıldığında da enflasyon patlar gider.. Düz mantıkla bile baktığımızda böyle böyle bir zincirleme reaksiyon oluşturuyor. Daha bunun içine eğitim ve sağlık da koyulabilir... Ama her şeyin başı adalete uzanıyor. Gerisi çorap söküğü gibi gelir!