Post
Topic
Board Konu Dışı
Re: ORTAÇAĞ YEMEKLERİ
by
totti67
on 05/02/2024, 12:57:01 UTC
Bal Süt et balık bunlar ciddi anlamda lüks oldu hele balıkta gidip levrek vs alacaksanız kg fiyatı 500lirayı geçmiş durumda geldiğimiz noktaya bak abi her türlü içerideyiz be. Smiley

Arkadaşlar nufus artışı ve yaşam kalitesi kavramı hayatımıza girdiğinden beri en kalitesiz ürünleri tüketiyoruz. Öyle böyle değil hemde. Çünki insanlar birşeyler yemek zorunda kalkıp bana suni büyütülmüş balıklardan bahsetmeyin o dönem ne kadar rezil olsada yemekler o kadar doğaldı.

Hocam çare insanin özüne dönmesi.

Balık mi istiyorsun ödemek yerine gidip avlanacaksin.
Yumurta mı istiyorsun gidip tavuk besleyeceksin.
Et mi isiyorsun kuzu dana besleyeceksin.
Süt mu istiyorsun keçi besleyip sagacaksin

Eğer ortaçağ daki doğallık şuan olsa insan ömrü 140-180 yıla cikar ama çoğu ürün genetiği değişti boş kalori insan vücuduna faydası yok. Eskiden insanlar ilaç kullanmadan 70-80 yıl yaşıyormuş şuan bunca teknolojiye rağmen gidemiyor o kadar.

İnsanın özüne dönme ihtimali yok, gıda konusunda son derece disiplinli bir şekilde doğru şeyler yaptığımızı varsaysak bile kurtarmıyor çünkü bazı istatistiki araştırmalar gezegenin sağlıklı şartlarda ancak 4 milyar civarında insanı barındırabileceğini, bundan fazlasına kaynakların yetmeyeceğini gösteriyor.
Dolayısıyla toplumun geneli olarak kötü şeylerle beslenmeye mecburuz, küçük, şanslı bir azınlık çeşitli koşullardan dolayı sağlıklı gıdaya erişebiliyor.

Üzerinde bulunduğumuz topraklar iyi bir planlama ve ata tohumlarını yeniden hayata geçirmek kaydı ile 500 milyon insanı besleyecek kalitede. Yurdun her yöresi farklı bir ürünü geliştirecek gibi dünyada nerden ne getirsen burada mutlaka yetişecek bir yöre bulur. Sorun biz bunun yapılmasını istemiyoruz. Savaş halindek, ukrayna dünyaya bgday ihraç ediyor. Bizim konyalı amcalar yangelip yatıyor. Ürettirilsin önce tarım sonra hayvancılık sonra da biz düzeliriz.
Hocam çok doğru noktalara temas etmişsiniz ama zaten bu problemleri başımıza bela edenler global güçler, tohumda hibriti soktular, gübrede kimyasalı, ilaçta da keza öyle. Neticede neredeyse yüzde 0 doğal gıdaya mahkum birakildik. Üretici özelinde ise, tarımda olsun hayvancılıkta olsun maliyetler inanılmaz düzeyde, bir süre sonra ürününden istediği kazancı elde etmeyi bırakın sürekli içeri giren çiftçiyi de anlamak lazım.

Bu konuyu devletin halletmesi şart. Tedavi edici harcamaları göz önüne alında sağlık sektörü zaten bokuyla oynuyor artık ama olsun epeyce kabarık durumda. Toplumu gıda ile sağlıklı bir duruma getirip sağlık yönünden koruyucu taramalar ve destekleri devreye almış olsalar esas harcamalarda kullandıkları ve bu kullanılmayan bölümü tarıma aktarsalar hem kaliteli ürün hem sağlıklı bir toplum ortaya çıkarırlar.

Ne diyom ben ya. O zamanda adamşarın kafaları düzgün çalışır ve bu durumu oluşturanları görüp anlar. NE olur sonra seçim zamanı bunları tepeler geçer halk. Olmaz olmaz gıdada sahteciliğe devam. Oy anam oy.
Hocam son satırda herşeyin nedenini ve sonucunu açıklamışsın resmen. Her zaman söylediğim birşey var, kurtuluşumuzun yollarından biri kesinlikle topraktan çiftçilikten geçiyor, köylü milletin efendisi sözünün temelinde de aynı mantık var aslında. Çiftçilik ve hayvancılık ile ilgili cılız adımlar atıldı ama milletin şehirleşme merakını yenemedi bu adımlar. Yaşadığımız şehirde, üstelik şehir merkezine 10-20 km mesafedeki ilçelerde yaşayanlarda bile mutlaka merkez ilçelere yerleşme telaşı var. Burada iş imkanı bahane, çocukların okulu bahane vs. fakat bunlar çözüme kavuşturulması kolay sorunlar. Toprağa dönmemiz, aydınlanmayı tekrar aynı yerden başlatmamız lazım.