Bu açıklamayı bir köşe yazarı, bir politikacı ya da bir televizyon yorumcusu değil de doğrudan bir orgeneralin yapması gerçekten insanın içini sızlatıyor. "Vatandaşsa ve suça karışmamışsa" gibi muğlak kriterlerle terörle doğrudan ya da dolaylı bağı olmuş kişilere askerlik yolu açmak, toplumun yıllardır verdiği mücadelenin anlamını hiçe saymak gibi duruyor. Suça karışıp karışmadığını nasıl ve kim denetleyecek? Kimin elinde hangi istihbarat var da temiz denecek?
Bu ülkede eli silah tutan nice genç, bu vatanı korumak için can verirken, bir zamanlar devletin varlığını bile tanımayan yapılarla flört etmiş olanlara "askerlik hakkı" tanımak, şehit ailelerine yapılan büyük bir saygısızlıktır.
Askerlik kurumu sadece silah kullanmak değildir. Sadakat, disiplin ve vatan sevgisiyle harmanlanmış bir değerler bütünüdür. Bugün bu kriterleri gevşetirseniz, yarın ordunun içi kimlerle dolacak, kim kimin sırtını kollayacak, kim hangi istikamette neye sadakat gösterecek, bilemezsiniz.
Kurumlar öyle sözle, bürokrasiyle değil; güvenle, inançla, ilkeyle ayakta durur. Bu tarz yaklaşımlar hem o kuruma hem de bu milletin vicdanına zarar veriyor. İnsan gerçekten artık ne söyleyeceğini bilemiyor. Söz boğaza diziliyor. Yazık… Gerçekten çok yazık.