Türkiye'de son günlerde gündeme gelen 400 akademisyenlik sahte diploma skandalı, sadece eğitim sisteminin değil, aynı zamanda devletin temel kurumlarının ne denli yozlaşmış olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. İnsanlar yıllarını verip emekle, alın teriyle eğitimini tamamlamaya çalışırken; bazıları sahte belgelerle, torpille, hatta hayatını kaybetmiş kişilerin kimliklerini kullanarak makam ve maaş sahibi olabiliyor. Bu tür sahtekârlıklar yalnızca bireysel ahlaksızlık değil, kamusal düzenin altını oyan, liyakati yok eden, kamu kaynaklarını gasp eden organize bir suç düzenidir. Skandalın boyutları o kadar büyük ki, bazı medya organlarının bunu görmezden gelmesi bile başlı başına bir sorun. Toplumun adalet duygusu sarsılmış durumda ve hâlâ birçok kişi bu suistimallerden habersiz. Sahte diplomayla görev yapanlar, sadece kendi çevrelerine değil, tüm topluma zarar veriyor. Sessiz kalmak, bu yozlaşmanın parçası olmak demektir. Hesap sorulmalı ve bu tür olayların üzeri hiçbir şekilde örtülmemelidir.