Ya ben her kesimden insanların şu olursa oy vermem, bu oy olursa veririm vs. demesini garipsiyorum. İsmin hiçbir önemi yok. Tekrarlıyorum

, ismin hiçbir önemi yok. Millet ittifakı RTE'yi aday gösterse ona da oy veririm. O derece yani

Peki neden ismin önemi yok? Çünkü seçilen kişinin RTE gibi bir gücü olmayacak, ne yürütmede ne yargıda ne de yasamada. Seçilecek kişi, demokratikleşme ajandasının dışına çıktığı an, en ufak yamuğunda destekleyen partilerden birisinin desteğini çekmesiyle alaşağı edilir. Zaten ben en çok muhalefetin parçalı olmasına güveniyorum, diğer türlü partilerin radikalleri intikam, rövanş ateşiyle ülkenin -afedersiniz- içine ederler. Seçilecek kişinin demokrasi oyunu yeniden kurulana kadar yapacağı belli zaten. Yürütme ve yargıya yerleştirilmiş, devletten değil, başka bir cemaat, parti, ideolojik grup, fraksiyon vs.den emir alan paralel memurların -hukuk çerçevesinde- temizlenmesi. Suça bulaşmış kodamanların cezalandırılması, varlıklarının millete aktarılması vs. Neyse, her şerde bir hayır vardır. The Parti sayesinde insanlar dövüle dövüle kuvvetler ayrılığının önemini, demokrasinin önemini, bağımsız kurumların önemini, basın özgürlüğünün önemini, din-devlet ilişkilerinin düzenlenmesi gerektiğini vs. yaşayarak öğrendi. Demokrasi, fikir özgürlüğü, kuvvetler ayrılığı vs. kolay elde edilmiş kavramlar değildir. Batı yüzyıllarca kan döktükten sonra nalet olsun deyip

olayı çözdü. Geniş çerçeveden bakıldığında bizde Batı kadar kan dökülmedi, inşallah dökülmez de. Bir söz vardır: Tecrübe zalim bir öğretmendir, önce döver sonra öğretir. The Parti'nin son yıllarını böyle değerlendirmek lazım.